Başkaldırı / Baudelaire



 N’eyler ki Tanrı o küfür yükselmesinde 
Ki Başmeleklerine çıkmadığı gün yok ?
 Bir zorbadır ki uyur şarapla, etle tok, 
Korkunç ilentimizin o tatlı sesinde.

 Esriten bir ezgi hıçkırıkları, belli, 
Şehitlerin, işkenceye uğrayanların, 
Bütün o hazlarına malolmuş kanların 
Tadıyla gökler bir türlü yetinmeyeli!

 - Ah ! İsa, Zeytinler Bahçesi’ni bir kez an!
 Diz çöker, sadelikle yakarırdın yine 
Ona ki sefil cellatlar canlı etine 
Çivi çakarken gülüp dururdu yukardan.

   O gün ki tanrılığına tükürdü senin 
Aşağılık bir mutfak ve muhafız kolu,
   O gün ki duydun bütün İnsanlık’la dolu 
Kafana battığını bir sürü dikenin ;

 O gün ki uzanırdı gergin iki kolun 
Korkunç ağırlığıyla kırık gövdenin, kan 
Ve ter boşanıp giderdi solmuş alnından,
   Ki herkesin önüne hedef gibi kondun,
   
Düşündün mü o güzel, parlak zamanları, 
Hani geldin de sonrasız sözü tutmaya
   Uysal bir eşekçiğe binmiş giderdin ya
Çiçekler, dallar döşeli yollardan ağrı,


Hani, sarar da seni umut ve yılmazlık, 
Kırbaç çalardın bezirgan alçaklarına,
En sonunda baş oldun ya hani ? Bağrına 
işledi mi kargıdan çok önce pişmanlık ?

— Bense, kanıksayıp, çıkacağım elbette 
Düşle eylem kardeş olmayan bir dünyadan;
Kılıçtan ölenle birdir kılıç kullanan! 
Yadsıdı İsa’yı Saint Pierre... iyi etti!     

çeviri: Sait Maden

*
Nerval'in şiiri için: 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder