Robert Mapplethorpe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Robert Mapplethorpe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

MAPPLETHORPE

1946 - 1989

Robert'ın stüdyosuna açılan kapıyı hızla açtım. Oval bir aynaya bakıyordu; aynanın yanında siyah bir kırbaç ve aylar önce sprey boyayla boyadığı bir şeytan maskesi duruyordu.


....deri kasık bağını üzerine giyişini seyrettim. O, şeytan olmaktan ziyade, özgürlüğün ve yüksek deneyimlerin peşinde olan bir dionysos'tu.


Esrarlı duyarlılığının merkezinde Jim morrison'a karşı hissettiği  tutku vardı. Onu mitolojik bir yere koymuş ve kendisine rol modeli olarak benimsemişti. Siyah deri bir gömlek ile gümüş bir kemerle tutturulmuş deri pantolonu, "kertenkele kral"ın alamet-i farikası olan giysilerdi.

Robert çalışırken Blow up filmindeki David Hemmings'e benzerdi. Saplantılı bir şekilde yoğunlaşması, duvara raptiyelenmiş görseller ve çalışmasına dedektif ihtiyatıyla yaklaşan bir sanatçı. Kan izi, ayak izleri ve onun işareti. Hemmings'in filmindeki replikleri bile Robert'ın mantrasına bir altyazı gibiydi: Keşke tonla param olsaydı / O zaman özgür olurdum / Ne yapmak için özgür olurdun? / Her şeyi.

Patti Smith









Roland Barthes'den Mapplethorpe

Mapplethorpe'un bir fotoğrafını görünce "benim" fotoğrafçımı bulduğumu sanmıştım, ama aslında bulmamıştım -Mapplethorpe'un her eserini beğenmiyorum. 


1975


Mapplethorpe'un bu fotoğrafında kolu yana uzanmış bu genç, ışık saçan gülüşü ile, güzelliği hiç de klasik ya da akademik olmasa da, ve çerçevenin en soluna kaymış, yarısı fotoğrafın dışına çıkmış da olsa, mutluluk dolu bir tür cinsellik canlandırıyor; bu fotoğraf pornografinin "ağır" tutkusu ile, cinselliğin "hafif" (iyi) tutkusunu birbirinden ayırmamı sağlıyor; hepsinden öte, belki de bu bir "şans" sorunu: fotoğrafçı, gencin elini (sanıyorum bu genç mapplethorpe'un kendisi) tamı tamına doğru bir açıklık derecesinde, tam doğru bir terk ediş yoğunluğunda yakalamış: birkaç milimetre daha az veya fazla olsaydı artık o tanrısal beden cömertlikle sunulmuş olmayacaktı (pornografik beden kendini gösterir, ama vermez; onda cömertlik yoktur): Fotoğrafçı burada doğru anı, tutkunun kairos'unu bulmuş.

Roland Barthes

Just Kids (smith & mapplethorpe)


 Öldüğünde uyuyordum. Bir kez daha iyi geceler dilemek için hastaneyi aramıştım, ancak morfinin üzerini örttüğü derin bir uykudaydı. Ahize elimde, telefondan ağır ağır soluk alıp verişini dinlerken, sesini bir daha duyamayacağımı biliyordum.

Sonra sessizce eşyalarımı topladım; defterimi, dolma kalemimi. Eskiden onun olan kobalt mavisi mürekkep hokkamı. İran kupamı, mor madalyamı ve bebek dişlerimi. Yavaşça merdivenlerden yukarı çıktım. Çıkarken basamakları saydım, on dördünü de, birer birer. Beşikte yatan kızımın battaniyesini üzerine örttüm, uyuyan oğlumu öptüm ve sonra kocamın yanına uzanıp dua ettim. Hala hayatta, diye fısıldadığımı anımsıyorum. Ardından uykuya daldım.

Erkenden uyandım, merdivenlerden inerken onun ölmüş olduğunu biliyordum. Gece açık kalan televizyonun gürültüsü hariç her şey suskundu. Sanat kanalı açıktı. Opera vardı. Tosca'nın tüm gücü ve hüznüyle ressam Cavaradossi için duyduğu ihtirası ilan edişi beni ekrana çekti. Soğuk bir mart sabahıydı ve üzerime kazağımı giydim.

Jaluzileri kaldırınca çalışma odasının içi ışıkla doldu. İskemlemin kalın keten kaplamasını elimle düzelttikten sonra Odilon Redon'un tablolarının yer aldığı bir kitabı seçtim, küçük bir denizde yüzen bir kadın başının resmedildiği tabloyu açtım. Kapalı gözlerle. Soluk gözkapaklarının ardında gizlenen, henüz çizilmemiş bir kainat. Telefon çaldı, cevap vermek üzere ayağa kalktım.

Arayan Robert'ın en küçük erkek kardeşi Edward'dı. Söz verdiği gibi Robert'ı son bir kez benim adıma öptüğünü söyledi. Öylece kalakaldım, donmuştum; sonra yavaşça, sanki bir rüyadaymışçasına iskemleme geri döndüm. Tam o anda Tosca'nın muhteşem aryası "Vissi d'arte" başladı. Ben aşk için yaşadım, ben sanat için yaşadım. Gözlerimi kapadım ve ellerimi kavuşturdum. Ona nasıl veda edeceğime takdir'i ilahi karar vermişti.








Self Polaroid (Mapplethorpe)


 Robert polaroidlerini sergileyeceği ilk solo gösterisine hazırlanıyordu. Davetiye krem rengi bir Tiffany zarfında geldi. Bir Otoportre; aynada çıplak gövdesinin orta kısmı ve kasıklarının hemen üzerine Land 360 makinesi. Bileğinin hemen üstünde görünen kabarık damarları, onu başkasıyla karıştırmaya imkan tanımıyordu. Önünde tuttuğu kocaman beyaz kağıttan bir benekle kamışını gizliyordu. Sağ alt köşeye de el damgasıyla ismini yazmıştı. Robert sergilerin davetiyeyle başladığına ve her davetiyenin baştan çıkarıcı bir hediye olması gerektiğine inanırdı. 

Patti Smith




S&M - Mapplethorpe



Robert röntgenci değildi. Her zaman söylediği şuydu; S&M merakından kaynaklanan işlerine bilfiil dahil olması gerekiyordu. Ve bu fotoğrafları çekme amacı ne sansasyondu, ne de S&M'in toplumca kabullenilmesine yardımcı olmaktı. Kabullenilmesi gerektiğini düşünüyordu.; ona göre, yeraltı dünyası herkese göre değildi

Tüm bunların cazibesine kapıldığına, hatta ihtiyaç duyduğuna hiç şüphe yoktu. "Sarhoş edici bir şey," derdi. "Edinebileceğin güç. Seni isteyen kuyruğa girmiş bir sürü erkek var ve ne kadar itici olurlarsa olsunlar, insanın kendisine yönelik kolektif bir arzu duyulduğunu bilmesi son derece güçlü bir his.


Robert'ın S&M dünyasına yaptığı gezintiler beni bazen şaşırtır, hatta korkuturdu. Bunları benimle paylaşamıyordu çünkü bizim dünyamızın çok dışındaydı. Belki isteseydim paylaşırdı ancak ben de gerçekten bilmek istemiyordum. İnkardan çok midemin kaldırmaması yüzündendi. Uğraşları bana göre fazlasıyla açık saçıktı ve sık sık beni dehşete düşüren işler çıkarıyordu: kıçına kırbaç soktuğu davetiye, şeritlerle birbirine bağlı cinsel organ fotoğrafları...

Onu böyle fotoğraflar çekmeye iten şeyin ne olduğunu sorduğumda, birinin bunu yapması gerektiğini söyledi; neden o olmasındı? Rızaya dayalı aşırı cinselliği izleyebileceği ayrıcalıklı bir konumdaydı ve  fotoğraflarında yer alan insanlar ona güveniyordu. Onun misyonu cinselliği ortaya dökmek değil, cinselliğin bir yönünü sanat çerçevesinde, daha önce kimsenin yapmadığı bir şekilde belgelemekti. Robert'ı bir sanatçı olarak en çok heyecanlandıran, daha önce kimsenin yapmadığını üretiyor olmaktı.    
 
Patti Smith


Mapplethorpe ve Pornografik Fotoğraf

Untitled 1974


Robert insanın karanlık yönlerine eğilip onları sanata dönüştürüyordu. Mazeretsiz çalışıyordu; eşcinselliğini zarafetle, erkeksi bir biçimde ve kıskanılacak bir asaletle kullanıyordu. Yapmacıklığa hiç kaçmadan ve dişil zarafeti kurban vermeden tamamen erkeksi bir varoluş yarattı. Devam eden cinsel evrimine dair bir duyuru ya da siyasi bir duruş peşinde değildi. Yeni bir şey, daha önce görülmemiş ve keşfedilmemiş bir şey sunuyordu. Robert erkek olmayı yükseltmenin, eşcinsellikle mistisizi birleştirmenin yolllarını arıyordu. Cocteau'nun Genet şiiri üzerine söylediği gibi, " Onun müstehcenliği hiçbir zaman müstehcen değildir."

P. S.




Mapplethorpe's Artworks








Mapplethorpe Hakkında Söylenenler

"Bir Mapplethorpe fotoğrafı demek şöhretle şehvetli bir görsel deneyim demek; koyu renk göbek teninin erotik bölgesinden tutun da, testisi andıran kabarık haşhaş kapsülünün üzerindeki tüylere kadar bir detay sarhoşluğu."



  "Mapplethorpe, vahşice estetize edilmiş bir arzu durumu elde etmeye çalışıyor, sadece ilgilendiği erkeklere değil, ten ya da mermer, bütün güzel  yüzeylere yönelmiş bir arzu. Güzelden azına da razı olabilecek aşk bu ufukta yer almıyor."



 "Mapplethorpe'un gösterisi retrospektif bir sergi ve eşcinsel ve hetoreseksüel erotik eylemleri gösteren imgeleri içeriyor. Açık seçik sado mazoşiztik uygulamaları gösteren siyah beyaz fotoğraflar var. Çıplak ya da deri giysili kadınlar erotik pozlar veriyorlar. Bütün bu fotoğrafların yanında zengin trendy tiplerin göz alıcı portreleri, zarif çiçek aranjmanları ve çıplak çocuklar var. Teker teker bakıldıklarında ille de müstehcen sayılmayacak imgeler, ama bu bağlamda provakatif görünüyorlar."




 "Bu fotoğrafların bir bütün olarak pornografinin asılsızlığını, gerçek yüzünü ortaya çıkardığını düşünüyorum -cinselliği gettolaştıran, cinselliğimizin bazı bölümlerinin konuşulamaz olduğunu ima eden bu kavramdan toplumun kurtulmasına yardım ediyor."