The Genius of Charles Darwin - Richard Dawkins



Beagle yolculuğunda kendi gözleriyle gördüğü kanıtlar, zihninde inanışa ters düşen büyük soruların tohumunu attı.Ve bir kez düşünmeye başladığında bunu durduramadı.
Darwin, aklı karışmış bir öğrenciyken, Beagle yolculuğundan, kararlı hatta saplantılı bir araştırmacı bilim adamı olarak geri döndü. Yolculuk onu değiştirmişti ve çok geçmeden bu durum dünyayı sonsuza dek değiştirecekti. 1830'ların sonlarında Londra'ya döndü, topladığı örnekler,  ve yolculuk raporları Darwin'e bilimsel bir şöhret sağladı. Hatta daha önemli olarak, bulduklarını kataloglarken yaşam formlarının sabit olmadıklarını farketti. Zaman içinde değişmişlerdi. Evrim geçirmiş olmalıydılar. Şimdi, bunun nasıl ve niçin olmuş olduğunu anlamak için, tüm kanıtları biraraya  getirmek istiyordu. Bu Darwin'in fikirlerini geliştirmesi için 20 yıllık bir araştırma süresi aldı.



 Darwin, yaşamın tarihini çok geniş bir aile ağacı olarak görmeye başladı. Yaşam milyonlarca yıl önce ağacın tabanında başladı ve zaman geçtikçe atalarımız evrildiler, ayrıldılar ve şu ana kadar dallar boyunca çoğaldılar, gezegen üzerindeki her tür bir dalın ucundaki sürgündür. Hepsi birbiriyle alakalıdır, birbirlerinin kuzenidir.Yaşam tek hücrelilerden kompleks gelişmiş varlıklara doğru evrim geçirmişti. Bu devasa bir adım gibi görünebilir, fakat Darwin bunun çok geniş bir zaman aralığında küçük adımlar sayesinde başarıldığını anladı.

Dünyanın yaşının çok büyük
olduğunu kavradı.

Darwin, dünyanın yüzlerce milyon
yaşında olduğuna inanıyordu.


Bugün, onun yaşının dört milyar yıldan fazla olduğunu biliyoruz, ve gerçekte etrafımızda gördüğümüz yaşam o zamanın önemsiz bir kısmında varoldu.



Doğal dünyadaki ızdırabın toplam miktarı tüm iyi niyetli beklentilerin ötesindedir.
Ben bu kelimeleri söylerken geçen dakikalar içinde binlerce hayvan hayatları için koşuyorlar, korku içinde inleyerek, boğazlarına batan dişleri hissederek. Binlercesi açlıktan veya hastalıktan ölüyor, ya da bir asalağın içlerinden onları kemirdiğini hissediyorlar. Herhangi bir merkezi otorite veya güvenlik ağı yok.

Çoğu hayvan için, hayatın gerçeği mücadele, ızdırap ve ölümdür. Darwin için, doğanın korkunçluğuyla uğraşmak çok büyük bir meydan okuma olmuş olmalı. Genç bir adam olarak, bir taşra papazı olmak istemişti. Düzenli ve uyumlu bir hayvan krallığına inanmıştı. Şimdi, doğanın acımasız gerçeğini dikkatle izliyordu.






Beagle'da ki yolculuğundan 20 yıl sonra, Darwin, o zamana kadar sorulmuş en büyük
soruların cevaplarını hazırlıyordu. Fakat garip bir şekilde, fikirleriyle toplumun önüne çıkmaya gönülsüzdü. Darwin kendisinin, devasa gerçeklik kümelerinden teorileri çekip çıkartan bir çeşit makina olduğunu söylüyordu.

Bence, gerçekten olan  tam da bu değildi. O olağandışı yaratıcı, derin bir düşünürdü. Ayrıca, fevkalade meraklı bir zihne sahipti. Çelişkili gerçekler tarafından çekiliyordu. Bir keresinde "yenilmeye dayanamıyorum" demişti.

Darwin'in teorisi, gezegendeki yaşam çeşitliliğinin herhangi bir Tanrı'nın müdahalesi olmadan kendiliğinden nasıl evrildiğini açıkladı. Fakat, dini anlatının bu kesin reddinin  ne kadar üzücü olduğunun zekice farkındaydı.

Yayınlamaya tereddüt ediyordu.



Evrim teorisini sergilediği Darwin'in başyapıtı Türlerin Kökeni'ni okuyun, ve insanın kökenlerine yapılmış az  miktarda referans bulacaksınız. Tanrının görünümünde oluşturulmuş o insan hayvanların üzerinde üstünlüğe sahip, bunlar insan olmanın ne anlama  geldiğini tarif ediyor, bu yüzden insan evrimini tartışmak basitçe çok riskliydi. Darwin ondan çekindi ve sona doğru basitçe şöyle yazdı:

"İnsanın kökeni ve tarihi
aydınlatılacaktır."



Fakat 1859'da kitap basıldığında, hareketlilik tüm olarak insan için yapılan olağandışı imalar hakkındaydı. Biz sadece fantezi giysiler içindeki hayvanlar mıydık?

Evrim "maymun teorisi" olarak bilinir hale geldi.






*







Bu koleksiyonumdaki en değerli kitap. Bu Türlerin Kökeni'nin gerçek bir ilk baskısı. Fakat bu sadece kütüphanemdeki en değerli kitap değil. Charles Darwin'in Türlerin Kökeni, bizim türümüzün tüm kütüphanelerindeki en değerli kitaplardan biri. Bu kitap, herhangi bir doğaüstü şeye inanma ihtiyacı hissetmememizi mümkün kıldı. Kendimize, dünyaya ve köklerimize bakış tarzımızda tamamen bir devrim gerçekleştirdi.


Richard Dawkins









Charles Darwin 1882’de öldü.

’’En azından ölümden korkmuyorum.’’
Karısı Emma’ya son günlerinde bunu fısıldıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder