Melankoli, Erotizm, Nostalji (Susan Sontag)


Biz insanlar korkunca ateş eder, nostalji duyunca fotoğraf çekeriz. 

Fotoğraf, ağıtlı bir sanattır, bir bakıma alacakaranlık sanatı. Fotoğrafı çekilen kişi, olay ya da durumların çoğu, sırf fotoğrafların çekilmiş olmasından dolayı, pathos'la kuşanırlar. Çirkin ya da grotesk bir (fotoğraf) malzeme(si), fotoğraf çeken kişinin dikkatine mazhar olunca, pekala dokunaklı bir etki sağlayabilir. Aynı mantıkla, güzel bir malzeme de eskimiş, çürümüş ya da ortadan kalkmışsa pekala acınası duygular uyandırabilir. Bütün fotoğraflar memento mori niteliği taşır, yani ölümü akıldan çıkarmamaya yarar. Bir fotoğraf çekmek, başka bir insanın (ya da şeyin, durumun vb.) ölümlülüğüne, incinebilirliliğine ve dönüşebilir haline dahil olmaktır. Söz konusu anı dilimleyerek donduran bütün fotoğraflar, zamanın amansız eriyişinin tanığıdırlar.


























Bir fotoğraf hem sahte bir varlığı hem de orada bulunmamayı yansıtan bir göstergedir. Bir odada yanan odun ateşi gibi fotoğraflar da -özellikle de insanların, bizden uzak yerlerdeki manzaraların ve şehirlerin, kaybolup gitmiş geçmişin fotoğrafları - hayale daldırırlar insanı.

 Fotoğrafların uyandırabileceği ulaşılmazlık duygusu, arada var olan mesafenin arzu edilebilirlik tutkusunu ateşlemesi suretiyle, doğrudan erotik hisleri besler. Evli bir kadının cüzdanında saklanan aşığın fotoğrafı, bir gencin yatağının üstünü süsleyen bir rock yıldızının afişi, bir seçmenin yakasına iliştirilmiş olan bir kampanya rozetindeki politikacı yüzü, bir taksi şöförünün başının üstündeki güneşliğe yapıştırılmış şipşak resimleri - hepsinde fotoğrafların bir tılsımla kullanılışı, hem duygusal hem de içten içe büyülü bir duygunun ifadesidir: o tür fotoğraflar, bir başka gerçeklikle temas kurmayı ya da o gerçekliği sahiplenmeyi amaçlayan girişimlerdir.

Her fotoğrafın özelliği ve çekilme amacı, geçip gitmiş zamanın genelleşmiş pathos'unda eriyip yok olmaya eğilimlidir. Estetik mesafenin kaynağı -ilk bakışta değilse bile daha sonra, zamanın  geçişiyle birlikte kesinlikle- fotoğraflara bakma deneyimidir. Zaman, çoğu fotoğrafı -en amatörce çekilmiş olanları bile- eninde sonunda sanat katına çıkaracaktır.

İnsanların içinde güçlü bir fotoğraf çekme dürtüsü bulunduğunu, tecrübeyi bir görme biçimine çevirme arzusu duyduklarını söylemek yanlış olmaz. Son kertede, bir tecrübe edinmek, onun fotoğrafını çekmekle aynı şey haline gelir; kamusal bir olay içinde yer almak da giderek onun fotoğrafı çekilmiş görüntüsüne bakmakla eşitlenmeye başlar.

On dokuzuncu yüzyıl estetlerinden en mantıklısı olan Mallarme, dünyadaki her şeyin bir kitapta sona ermek için ortaya çıktığını söylemişti. Günümüzdeyse her şey, bir fotoğrafta sona ermek için vardır.    

Susan Sontag















-FLİCKR-

1 yorum: