Devlet

Gerçekte devlet doğuruyor çocukları, yalnızca devletin çocukları doğurulur, gerçek bu. Özgür bir çocuk yoktur, yalnızca devletin kendisiyle istediğini yapabileceği devlet çocuğu vardır, çocukları devlet dünyaya getirir, annelere ise yalnızca çocukları dünyaya getirdikleri telkin edilir, çocukların çıktıkları karın devletin karnıdır, doğrusu bu. Her yıl yüzbinlercesi devlet çocukları olarak devletin karnından çıkar, doğrusu bu. Devlet çocukları devletin karnından dünyaya gelir ve devlet okuluna giderler, orada devletin öğretmenleri tarafından eğitime alınırlar. Devlet çocuklarını devlete doğurur, doğrusu bu, devlet kendi devlet çocuklarını devlete doğurur ve onları bir daha bırakmaz. Biz nereye bakarsak bakalım yalnız devlet çocukları, devlet öğrencileri, devlet işçileri, devlet memurları, devlet yaşlıları, devlet ölüleri görürüz, doğrusu bu. Devlet yalnızca devlet insanları yapar ve buna olanak sağlar, doğrusu bu. Doğal insan yoktur artık, yalnızca devlet insanı vardır ve doğal insan varsa eğer bir yerde, izlenir ve ölümüne kadar kovalanır ve /ya da devlet insanına dönüştürülür.

İnsan gördüğümüzde, yalnızca devlet insanlarını görürüz, devlet hizmetlilerini, ne kadar doğru söylenmiş bir sözdür bu, doğal insanlar görmeyiz, tersine tamamen yapaylaşmış, devlet hizmetlileri olmuş, ömürleri boyunca  devlete hizmet eden ve dolayısıyla ömürleri boyunca yapaylığa hizmet eden devlet insanlarını görürüz. İnsan gördüğümüzde, yalnızca devlet ahmaklığının hizmetine girmiş, yapaylaşmış devlet insanları görürüz. İnsan gördüğümüzde, devlete teslim olmuş ve devlete hizmet eden, devletin kapanına düşmüş insanlar görürüz. Bizim gördüğümüz insanlar devlet kurbanlarıdır ve gördüğümüz insanlık, devlet yeminden başka bir şey değildir, onunla gittikçe daha da oburlaşan devlet beslenir. İnsanlık artık yalnızca devlet insanlığıdır ve yüzyıllardan beri, yani devletin varoluşundan bu yana kimliğini yitirmiştir, diye düşünüyorum.

İnsanlık, bugün artık kendisi devlet olmuş insanlıkdışılıktan başka bir şey değildir, diye düşünüyorum. Bugün insan artık yalnızca devlet insanıdır ve bu yüzden de o bugün artık mahvedilmiş insandır ve devlet insanı, düşünülebilecek en insan olabilen insandır, diye düşünüyorum. Doğal insan artık asla olamaz, diye düşünüyorum. Büyük kentlerde yığılmış milyonlarca devleti gördüğümüzde midemiz bulanmaktadır. Her gün uyandığımızda, şu bizim devletimiz yüzünden midemiz bulanır ve sokağa çıktığımızda, bu devletin nüfusu olan devlet insanlarından midemiz bulanır. İnsanlık devasa bir devlettir, ondan, eğer doğruyu söyleyecek olursak, her uyandığımızda midemiz bulanır. Her insan gibi ben de uyandığımızda midemi bulandıran bir devlette yaşıyorum. Bizdeki öğretmenler insanlara devleti öğretirler ve devletin tüm korkunçluğunu ve ürkütücülüğünü ve devletin tüm yalancılığını, bir tek tüm bu korkunçluğun ve ürkütücülüğün ve yalancılığın devletin kendisi olduğunu öğretmezler. Öğretmenler yüzyıllardan beri öğrencilerini devletin kıskacına alıp onlara yıllarca ve onyıllarca işkence eder ve onları paramparça ederler. İşte burada bu öğretmenler devlet emriyle öğrencileriyle müzeyi dolaşır ve o ahmaklıklarıyla onları sanattan da tiksindirirler.

...


Eski Ustalar
sf 30 -33

Thomas Bernhard



Blogda Bernhard:

http://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/05/thomas-bernhard
http://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/01/thomas-bernhardla-konusmalar.html
http://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/02/don-thomas-bernhard.html
http://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/02/beton-thomas-bernhard.html
http://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/02/bitik-adam-thomas-bernhard.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder